29 Kasım 2010 Pazartesi

Bir tavsiye: DEATH AT A FUNERAL



Biraz yorgunum, dişim de ağrıyor tek yapmak istediğim ayaklarımı uzatıp boş boş tv ekranına bakmak. Günümüz dizilerini pek takip edemiyorum, kimi fazla iç kıyıcı kimi de fazla entrikalı. İki dk. kaçırdı mı herşey kafamda karmançorman oluyor.

Genelde film izleme konsantrasyonum da hiç yok. Birkaç kişi toplanacağız da zevkine güvendiğim bir arkadaşın seçtiği filmi baştan sona kapatmadan veya kalkmadan izleyeceğim, ölme eşeğim ölme....

Bahsedeceğim Death at a funeral filmi böyle bir gecenin bana mirası. Hiçbir beklentim olmadan, hiç bir fikrim olmayan bir filmi koyduklarında kaderime teslim olduğum bir geceden.

Filmin zekiliği ve çarpık aile ilişkileri muhteşem! Şimdiden söylüyorum hiçbir aktör veya aktris tanıdık değil. Öyle animasyon falan da yok. Filmdeki kara mizah hayli hayli bu eksikleri kapatmaya yetiyor diyebilirim.

Nereden mi aklıma geldi bu film durup dururken? Geçenlerde fark ettim ki Amerikalılar bu filmi çok beğenip başka bir ekiple tekrar espirileri biraz daha İngilizlikten çıkarıp Amerikanlaştırarak tekrar çekmişler.İkisini de izlemiş bir insan olarak benim tavsiyem 2007 versiyonunu izlemeniz. Çok daha doğal ve keyifli.

Havalar şimdilik güzel fakat kış geldiğinde (heralde aralıkta gelir diye düşünüyorum) eve kapandığınızda izleyecek birey bulamazsanız aklınızın köşesinde bulunsun. 

IMDB de 10 üzerinden 7.3 almış. (2010 versiyonu ise 5.2)




Progressive rock ve dans: PİNK FLOYD Balesi

Limonata gibi bir pazar akşamı ne göreceğimi bilmeden kendimi Pink Floyd balesinde buldum. 
İlk olarak müziği hakkında hiçbir fikrim olmayan grubun sounduna hayran kaldığımı söyleyerek başlamalıyım. (benim cahilliğim kabul ediyorum) 

Senkronize danslarıyla ritmi daha keyifle hissetiren La Scala Tiyatrosu bale topluluğu da ara vermeden 90 dakika boyunca dikkatimi toplamayı başardıyı bırakın nefes aldığımı hatırlamıyorum (normalde konsantrasyonum çok ama çok düşük malesef). Balet ve balerinlerin yumuşak, ahenk içinde ki hareketlerinin çok farklı bir müzikle bir araya gelmesi ikisinin de değerini daha da arttırmıştı.

Maalesef İstanbul'da yaptıkları gösterilerin sonuncusuna gitmiş olduğum için mutlaka gidin görün diyemiyorum. 
Pink Floyd'u bale sayesinde tanıyıp sevmek çok da güzel bir adım oldu benim müzik kültürüm açısından. Eve gelir gelmez artık serbest olan you tubeun değerini tekrar anlayarak sizin için gösterinin beni en etkileyen bölümünün videosunu buldum. Umarım tekrar gelirler ve videoyu izleyip beğenirseniz siz de kendi gözlerinizle izleme şansı bulursunuz....





28 Kasım 2010 Pazar

SALLY HANSEN COLOR QUICK ile oje sürmek çok kolay!


Oje sürmek malesef meziyetlerim arasında bulunmamakta. Kendine oje sürebilen insanlar da her zaman hayranlık uyandırmıştır benim için. Bozulan ojeler silindikten sonra bir sonraki kuaför ziyaretimi beklememi gerektirir.

Sally Hansen'ın ürettiği Color quick pen'i keşfedene kadar en azından durum böyleydi. Kalın fırçası ve akıtmayan kalem gibi yapısı nedeniyle herkesin oje sürmesini sağlıyor. 18 renk, 8 chrome (fotoğraflarda gördüğünüz benim tırnaklarımdaki golden chrome) adı verilen farklı seçeneği ile normal ojeleri aratmıyor.


 Özellikle seyahatlerde tuvalet çantasında bir iki tane bulundurarak ojesiz turnaklarla dolaşmamanız için her gün renk değiştirerek de etrafınızı şaşırtabilirsiniz!

Amerika da hemen hemen her drug store da bulabileceğiniz ojenin fiyatı 9.49 usd.
Türkiye de gittigidiyor.com da satılıyıyor 28.90tl

26 Kasım 2010 Cuma

Vintage esintili bir İngiliz CATH KIDSTON

Muji'den sonra yine ıvır zıvır sayılabilecek aslında işlevselliği de olan eşyalar satan bir marka var sırada.

Cath Kidston vintage çiçekli duvar kağıtlarından esinlendiği çok belli olan bir marka. Kings Road da ki iki mağazasından birinin önünden yürürken çoçuk eşyaları satan bir yer zannedip geçmek üzereyken bu renklerin aslında büyükler için de olduğunu fark edip içeri girdim.

Satılan her aksesuar çiçekli, puantiye veya hayvan desenli. 1993 yılında Londra Holland Park da ilk mağazasını açan marka günümüzde İngiltere de 32, İrlanda da 2, Japonya da 8 ve Kuveyt de 1 mağaza ile satış yapmakta.

İlk girdiğiniz zaman gözü yoran bir mekan olmasına rağmen parçaları tek tek incelemeye başlayınca beğeni oranınız daha artıyor. Aklınıza gelebilecek hemen hemen birçok şey var. Sabahlık, mutfak aksesuararları, oyuncaklar, bozuk para çantaları, şemsiyeler, çantalar...

Internet sitesinden dükkanın hissiyatını anlayabilmeniz için bir sürü fotoğraf koyuyorum. Yılbaşı dönemi yaklaşırken sevdiklerinize ufak tefek hediyeler arıyorsanız hayatlarını nostaljik görünümlü Cath Kidstonlarla renklendirebilirsiniz.

Son olarak websitesinden dünyanın her yerine sevkiyat yaptıkları bilgisini de ekleyeyim.





































Web sitesi:http://www.cathkidston.co.uk/default.aspx

25 Kasım 2010 Perşembe

MUJI'den tahta yılbaşı ağacı


İki yıl evvel ülkemizde de mağaza açarak yıllardır süren hasretimize son veren Muji açıkçası Nişantaşı mağazasında ki ürün çeşitliliği ile beni hayal kırıklığına uğratıyor. (Erenköy mağazasına hiç gitmediğim için yorum yapamıyorum kusura bakmayın)

Londra da Kings Road üzerindeki Muji yi bir kez daha gezdikten sonra hayal kırıklığımda haklı olduğuna emin oldum. Mağazanın enerjisi ve ışıklandırması bile çok daha pozitif geldi bana. Herşey prototipe uygun aynı olmasına rağmen Kings road'un işlekliğinin getirdiği bir enerji farklılığıydı bana daha iyi gelen. 

Ivır zıvır bir sürü oyuncağı, kalemi, şişeyi, anahtarlığı inceleyip ellerim boş mağazadan çıkarken gözüme duvar tarafındaki rafta duran tahta yılbaşı ağaçları çarptı. Gördüğüm ağaca hayran kaldım, nefesim kesildi bile diyebilirim. 

Evim de daha yatak, tv yok ama gözümü kırptığımda o ağacı evimde hayal ettim. Adımlarıma devam edip mağazadan uzaklaştıkça ağacın içimdeki değeri arttı. 

Geri gidip alamadım ama ne yapıp edinmeye karar verdim. Yıllarca ağaç kurma, saklama, süsleme derdi olmadan kendinden süslü modern, şık ve en önemlisi kalıcı bir ağacım olmasının benim için şu fark etmemiş olsam da pek de önemli olduğunu anladım. 



Boyutlarını yazmak için Muji'nin websitesine girdim bilgi bulamadım fakat büyük olanı hatırladığım kadarı ile 30 cm den fazla büyük değildi. 
Yılbaşından evvel birtane bulmayı becerirsem kesin fotoğrafını paylaşacağım. Umarım Türkiye'ye de gelir....

Daha fazla bilgi için:


24 Kasım 2010 Çarşamba

Lanvin for H&M- neye niyet neye kısmet


H&M açıldı ama bir türlü hakkında çıkan haberler durulmadı. 23 kasımda Türkiye'de de satışa çıkacağı açıklanan Lavin for H&M koleksiyonu ile aynı hype tam gaz devam etti. Çeşitli bloglarda Chicago mağazasının önünde sabahlayan insanlardan Paris de tükenen ürünlerden bahsedildi. Ayağımıza gelen koleksiyonun Türk moda severler tarafından da büyük ilgi göreceğine şüphem yoktu. Satışa çıktığı gün gitmek gibi bir delilik yapacak kadar meraklısı değildim o yüzden bugün gidip neler oluyor görmeyi tercih ettim. 

23 Kasım günü giden bir arkadaşımdan ön bilgleri almıştım. Saat 4de gitmesine rağmen 1800 parça olduğu açıklanan koleksiyondan yaklaşık on elbise ve birkaç da aksekuar kaldığını duyunca şaşırdım. 

Bugün (24 kasım) gittiğimde dükkanda Lanvin rüzgarına gelen pek kimsecikler yok gibiydi. Hatta bir süre kendi kendime bakınarak ayrılmış bir bölme, raf arandım. Meğer girişte solda bir askıya dizili iki tül, iki de siyah elbise bir de dantel etekmiş kalanlar. Haberli olduğum için şaşırmadım şöyle bir etraflarında dönüp normal koleksiyonla haşır neşir olmaya geçtim. O sırada benim gibi birkaç kişi daha vardı askının etrafında dönüp kendi aralarında şaşkınlık ifadelerini paylaşan, fakat onlar da hayak kırıklığına uğramış gibi değillerdi. 

Üşümeyi sevmeyen fakat sıcağa da tahammül edemeyen bir insan olarak son yıllarda kolsuz pufları pek sever oldum.  Lanvin umidi ile gittiğim bu H&M ziyaretimde de hayal etsem bulamayacağım bir kolsuz deri ceket edindim. Biker tipli mat deriden yapılan ceketin içi de yünlü ve kapüşonlu. Her türlü spor veya şık kullanmayı hayal ettiğim yelek. Bel tarafında da Burberrynin shearling ceketlerinde kullanılan kemere benzeyen detay atlanmamış. 

İkinci beni aynı derece de mutlu eden buluşum da kap olarak isimlendirilen benim giyilebilir battaniye olarak tanımlayacağım pelerin. Hırka veya kazak giymek istemedigim günler üstüme sarmayı hayal ettiğim battaniye veya örtüye kavuştum!




Etek detayının da püsküllü olması sokakta kullanıldığında gerçekten evden koltuğun üstündeki örtüyü sarınıp çıkmış görüntüsü verecek olması daha da sevindirici. Özellikle uzun uçak yolculuklarında battaniye bulunmayan uçaklarda yanımdan ayırmayacağım bir parça olacak!

İronik olan da bu parçaları almama rağmen H&M mağazasından özel tasarlanan Lanvin torbasıyla çıkmam oldu. Aceba getirdikleri 1800 parçanın çoğu bu torbalar mıymış????

Bu arada açılış partisinden sonra daha sakinleşmiş gördüm mağazayı. Huzurlu bir şekilde bakınmak ve herşeyi ellemek ve kasada hemen ödeme yapabilmek pek iyi geldi.

Ceket 249tl, pelerin 29.95tl

(Pelerinin buruşukluğu için kusura bakmayın, bloggerlığa ısınınca kıyafetleri üstümde çekmeye başlayacağım ama şimdilik böyle idare edin)





NEU LASH- takma kirpiklere son!

Rimel sürmek, perma yaptırmak, boyatmak, kıvırmak, ek takmak kirpiklerimizin güzel görünmesi için yapabileceğimiz uygulamalar. Sizce de göz kapağımızın etrafında ki birkaç tel için faza iş yükü değilmi?

Kirpik bakımlarında en yeni gelişme kirpik uzatma ilaçları. Neu Lash bu konuda piyasa da önde giden markalardan biri. Gözümle görmesem inanmayacağım ama annemin sararıp solan, dökülen kirpiklerinin şimdiki upuzun kıvrık halleri kıskançlık yaratıyor bende!

Birkaç haftadır düzensiz de olsa ben de kullanıyorum, benimkiler bilr fark etti. Türkiye de şu anda satılmayan Neu Lash etrafınızdakileri kıskançlıktan çatlatmak için yurtdışından bir gelene sipariş etmeye değer. İlerleyen günlerde disiplinimi devam edip annem gibi kirpiklere sahip olduğumda fotoğrafını paylaşırım.

daha fazla bilgi için: http://neulash.com/

60 günlük 3.2ml 85 usd

120 günlük 6.0 ml 150usd

MUDO'dan babetlere alternatif bağcıklı ayakkabılar.


Bu aralar Mudo mağazasına ev ihtiyaçlarımdam dolayı sık sık uğruyorum. Ev dekore etmekten anlamadığım için kafam karışıyor, sıkılıyorum, daralıyorum ve kendimi başka şeylere bakarken buluyorum. (örnek olarak ilk postuma konu olan bavullar!)

Fotoğrafını koyduğum ayakkabılar da öyle bir ziyaret sırasında dikkatimi çekti ve alındı. Aldığımdan beri birkaç kez giydim ve çok memnun kaldım. Derisi biraz sert oduğu için çorapsız giyime uygun değiller açıkçası, ama çorapla giydiğimde saatlerce ayakta durdum ve yürüdüm çok da rahattı.

Zaten bu ayakkabıları alma sebebim babetlerimi pantalon ile kullanmak istediğimde çorap giyemememdi. Amaca çok şık bir şekilde hizmet etti, çok da iltifat aldım :)


Internet sitesinde şu anda satış fiyatı 97.30tl olarak görünüyor. (indirim evveli fiyatı 130tlydi) Mağazalar da indirim olmayabilir, sipariş verecekseniz numaralar ne küçük ne büyük. Çekinmeden kendi numaranızı sipariş edebilirsiniz. ayrica ilgilenirseniz kahverengisi de var.

linki: http://www.mudo.com.tr/Store/productdetail.aspx?language=tr&productId=28829&stockId=52160

23 Kasım 2010 Salı

İngiliz şıklığının markası ASPREY


Asprey ismi 40 yaş altı Türklere birşey ifade etmiyor olabilir. 1781 yılından beri var olmasına rağmen yaşadığı finansal problemlerden dolayı ve asaletinin gölgesinden çıkmayan pazarlama politikası yüzünden genç jenerasyon tarafından fark edilmemiş olması normal. Oysa ki kendi tasarımı olan mücevherleri, aksesuarları, çantaları, saatleri
 çok şık ve nefes kesici.
Tiffany&Co, Hermes gibi markalar kalitesinde tasarlanan ürünleri ve mağazaları görmek, genel kültürünüzü arttırmak açısından yakınınızdaki bir lokasyonuna uğramanızı tavsiye ederim.


Londra Bond street deki mağaza başlıbaşına bir dünya. Giriş katının mücevher dolu olduğuna bakıp çekinip girmemezlik yapmayın. Her katta ayrı bir lüks ve hayranlık objesi ile karşılaşacaksınız. Birşey almasınız da müze gibi gezerek de ilham almak, alışıla gelmedik tasarımlar görmek her zaman insana birşeyler katar....


Daha fazla bilgi için:

http://www.asprey.com/home/

New York mağazası:

853 Madison Avenue
New York
NY 10021
Tel + 1 212 688 1811

Londra mağazası:


ASPREY LONDON

167 New Bond Street
London
W1S 4AY

Fotoğraflar: timezone.com, http://srv-londonimages-3.londontown.com/2006/May/WO100079_429long.jpg, www.asprey.com

22 Kasım 2010 Pazartesi

ROCOCO chocolates!


İstanbul'a döndüm bile, hatta dün gece yorgunluktan yazamadım. Birkaç post daha Londra'dan devam edeceğim. Aklımda kalan, paylaşma ihtiyacı duyduğum birkaç konu daha var...

Sütlü veya bitter herkesin ağız tadı farklı olsa da çikolata sevmeyen insan azdır. Çok tatlıcı olmadığım halde kaliteli bir bitter çikolataya hayır demem. Londra daki Rococo da hayır diyemediğim lezzette çikolata üreten bir marka.

Ilk mağazası 1983 de Londra da açılan Rococo bu sayıyı 3'e çıkarmasınının yanında İngiltere kapsamında Waitrose marketlerinde de satılmakta.


Geçtiğimiz günlerde Motcomb street deki şubesinin önünden şansa yürürken dikkatimi çeken dükkanda satış yapılmasının yanında ayrıca çikolata yapım kursları da verilmekte. İnsanı seçim yapma konusunda zorlayan çeşitliliğiyle çıldırtabilir uyarıyorum.

Güllü, lavantalı, yasemin çiçekli, tarçınlı gibi tadları denemeye hazırsanız bu şık ama sade ambalajlı çikolatalarla tanışmanızın tam zamanı.

Adresler, çeşitler ve daha fazla bilgi için: http://rococochocolates.com/



Fotoğraflar:
http://www.chocolatereviews.co.uk/rococo-chocolates-5-motcomb-street-belgravia/
http://ohjoy.blogs.com/my_weblog/2007/10/sweet-in-more-w.html
http://images.key2luxury.com/holder/20080603_JVN5956P.jpg

21 Kasım 2010 Pazar

Sephorayı sever misiniz o zaman SPACE .NK'e bayılacaksınız!

1993 yılında Nicky Kinnaird tarafından ilk mağazası Londra'da açılan SPACE .NK lüks bir Sephora olarak tanımlanabilir. Açılışından bu yana İngiltere dışına da genişleyerek New York başta olmak üzere Amerikada da kendi mağazalarını açmaya başladı. 2008 kasım ayından beri Bloomigdaleslerde büyük köşelerde satış yapılmaya başlaması SPACE .NK'in Amerika pazarında daha çabuk yayılmasına yardımcı oldu.

Makyajdan muma, el sabunundan oda parfümüne her ürünün özenle seçildiği mağazalar benim Londraya yolum düştüğünde girmeden dönmek istemediğim yerlerden biri. Her giren alışveriş yapmasa da lüks katagorisinde ne tür markalar ve ürünler olduğunun görülmesi için çok aydınlık ve sade dekore edilmiş mağazalar. Ürünler bir camekan veya tezgahın arkasına değil kolayca ulaşılması amacı ile çok yüksek olmayan raflara testerları ile birlikte yerleştirilmiş.

Benim favorim SPACE .NK likid el sabunu ve kremi setleri. Daha önce bahsettiğim gibi her türlü sabunu kullanamadığım için cebimdeki akrebi bu konuda dinlemeyip ellerimi kurutmayan ve gün boyu iç acıcı kokusuyla keyifimi yerine getiren bu sabunu parama kıyıp alıyorum. Farklı isimlerde farklı karışımlarla elde ettikleri çeşitli sabunlarının hepsinin kokusu güzel. Farklı kokuları koklayıp en beğendiğinizi siz de edinebilir veya bir yakınınıza her elini yıkadığında sizi hatırşaması amacı ile hediye alabilirsiniz.


SPACE .NK de satılan diğer markalar- Acqua di Parma, Agent Provocateur, Amenity, Anthony Logistics, Antonia’s Flowers, AR457, Aromatherapy Associates, Art of Shaving, Barielle, Bumble and Bumble, By Terry, Caudalie, Chantecaille, Darphin, Diptyque, Dr Brandt, Dr Lipp, Dr Sebagh, DuWop, Erbaviva, Eve Lom, Frederic Fekkai, Freeze 24-7, Huiles & Baumes, Ina Crystals, Institut Esthederm, Kiehl's, Lancaster, Laura Mercier, Leaf & Rusher, Lipstick Queen, Lola Kelly, Marc Jacobs, MD Skincare, Menscience Androceuticals, Min New York, Model Co, Nars, Nude Skincare, Peter Thomas Roth, Philip B, Philosophy, Phyto, Pro-Ferm, Ren, Revive, Rodial, Sheerino’Kho, Solange Azagury-PartridgeStila, Strivectin, Talika, Yu-Be, Zelens.


Daha fazla bilgi ve mağaza lokasyonları için- http://www.spacenk.co.uk/home.do


Fotograflar- http://www.recipeformen.com/sv/0000069.asp, http://www.shoppingblog.com/blog/725082



20 Kasım 2010 Cumartesi

Winter Wonderland Londra 2010


Bir kış rüyasına hazır mısınız?  Londra Hyde Park da 19 kasım- 4 ocak arası kurulan winter wonderland temalı park size kış rüyası yaşatmayı garanti ediyor. Bu sene 4. kurulan parka giriş ücretsiz. Katılacağınız buz pateni, korku tüneli, dönme dolap gibi aktiviteler ücretli.


Çocuklarınızla, arkadaşlarınızla veya kendi kendinize yaratılan bu dünyanın bir parçası olup eğlenmek, keyifle çocukluğunuza dönmek, christmas ruhunu yaşamak istiyorsanız kaçırmayın.

Daha fazla bilgi için: http://www.info.theo2.co.uk/AEGlive/winterWonderland/news.html




Fotoğraflar- http://www.urban75.org/london/hyde-park-winter-wonderland-2.html

19 Kasım 2010 Cuma

Elderflower sparkling pressé

Yonca çiçeğinin kokusunu biliyor musunuz? Ya tadını? Londraya gittin yonca çiçeği nerden çıktı bize gördüklerini, yaptıklarını, aldıklarını anlatsana dediğinizi duyar gibiyim. Açık söylemek gerekirse mova globe dan sonra bu gezimde elder flower sparkling presse den şaşırtıcı birşey karşıma çıkmadı.

Bahsettiğim aslında tadlandırılmış gazlı su. Bizde limonlu, çilekli soda gibi çeşitli içeceklerin benzeri fakat daha doğal ve daha az gazlısı. Yonca çiçeğinin çok hafif bir kokusu var yumuşak tatlımsı bir lezzeri var. Buzlu olarak servis edilince ferahlatıcı ve baskın bir tadı olmadığı için yemekle beraber tüketmek için ideal.

Fotoğraflarını koyduğum Bottle Green markası dışında İngiltere'de hayli tutulan bir içecek olsa gerek araştırırken bir çok seçenek çıktı karşıma. Yolunuz İngiltereye düşerse alışılagelmiş içeceklerdense yeni bir tad denemeye açıksanız şimdiden afiyet olsun!
Gördüğünüz gibi elderflower tadından başka bir sürü farklı çeşit de var. İlginizi çektiyse websitesi:http://www.bottlegreen.co.uk/Home

Fotoğraflar- http://www.nooschi.com/2009/11/scone-witch-ottawa.html ve bottle greenin facebook sayfasından.

17 Kasım 2010 Çarşamba

Mova Globe


Cebimdeki akrep olarak bayram tatilinden ben de yararlanarak Londraya geldim. Önümüzdeki birkaç gün buradan yazıyor olacağım....

Ne coğrafyaya ilgim vardır, ne uzaya ne de dünyanın manyetik gücü tipli konulara. Fakat okullarda kimi sınıflarda duran küre oldum olası ilgimi çekmiştir. Belki gezmeyi sevdiğimden, kim bilir belki de döndürmeyi sevdiğimden.

Mova globe dünyanın manyetik gücü ve gün/yapay ışık birleşimi ile seffaf ayakları üzerinde sonsuza kadar dönen bir küre. Anlatınca bu kadar etkileyici olmayabilir o yüzden videosunu ekledim. Canlı hali beni çok etkiledi düşünmeden bir tane edindim kendime.




16 Kasım 2010 Salı

John Derian'ın zamansız objeleri Midnight Express de...



John Derian ismi hiçbirşey ifade etmiyor olabilir. Bu objeler hakkında yazmaya karar verdikten sonra ben de şaşırdım, bu kadar hayran olup nasıl da tasarımcının ismini bilmiyorum diye. John Derian'ın tasarımları ile birkaç yıl önce ki New York ziyaretim sırasında orada yaşayan bir arkadaşımın mağazaya götürmesi ile tanıştım. Uzun zamandır beni bu kadar şaşırtan, kendine hayran bırakan birden fazla tasarım ile karşılaşmamıştım. İnce mesajlar veren cümleler, hayvan çizimleri ve çiçekler hepsi boyaması tabaklar, kağıt ağırlıkları, küçük aynalar, bardak altlıkları...Mağaza aynı zamanda güzellikleri ve otantikleri anlatılamayacak kadar farklı olan aynı firmanın mobilyalarını da teşhir ediyordu.

New York gezimden birkaç ay sonra Bebek 'deki Midnight Express mağazasında John Derian parçalar satıldığını görüp çok heyecanlandım. Sık sık hediye alma ihtiyacı ile dükkan dükkan dolaşıp yeterince karakterli ve kişisel olabilecek birşeyler bulamamaktan şikayet edip dururum. Yeni taşınılan bir ofise, eve veya yeni bir yaşa (kadın erkek fark etmeksizin) almak için bence birebir bu tasarımlar.

Benim tarzımı çok yansıtıyor olmalı ki etrafta bahsetmemiş olmama rağmen birkaç arkadaşım birbirlerinden habersiz bana bu objelerden hediye ettiler. keyifle kullandığım bu parçaların fotoğraflarını sizinle paylaşıyorum. Birebir görmek için Midnight express mağazalarına uğramanızı bütün koleksiyon ile ilgili fikir edinmek ve ilham almak için de http://www.johnderian.com/index.html adresini ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.

Bu arada yeni öğrenmiş bulunuyorum ki John Derian Target için 5 eylül de piyasaya çıkan bir koleksiyon hazırlamış. Şansa Amerikada bulunuyorsanız kesin gidip bakın derim.

Asıl New York'a yolunuz düşerse mağazaya uğrarsanız bu özel tasarımların büyüsüne çok daha fazla kapılacağınıza eminim. Adres: 6 East Second Street (Between 2nd Avenue and The Bowery) NEW YORK NY 10003

Midnight Express Bebek- Küçük Bebek Cd. No: 7/A Bebek T: 212 265 4547

Yukarıdaki fotoğraf bir kağıt ağırlığı aşağıdaki ise makyaj çantasında taşınabilecek boyutta bir ayna.

Çorba: nerede içmeli nerede içmemeli????



Cebimdeki Akrep olarak boyumdan büyük işlere kalkıştım bu aralar ve ev döşemeye çalışıyorum. Hazır bayram gelmişken kendimi cumadan beri dekorasyon merkezlerine attım. Saatlerce ayakta durma, seçerken konsantre olmaya çalışma, eşya taşıma, yerleştirme işleri arasında midemin kazındığını hissetiğim an kendimi en yakın yemek yerinde buluyorum.

Dün arkadaşlarımın tavsiyesi üzerine Addresistanbul'a gittim. Kapıdan girdiğimde açlıktan başım döndüğü için hemen Kitchenette'e oturdum. Tadını yavan bulduğum yemeklerinden ötürü uzun zamandır hiçbir şubesine gitmemeyi tercih ettiğim bir cafe zinciridir aslında. Beni bir kez daha şaşırtmadığını da dayanamayıp hemen yazacağım.

Pazar sakinliğinde servis yapan tek garsona ilk sorum "Ne çorbası var?" oldu. Mevsim ve öğün fark etmeksizin her gittiğim restoranda bu soruyu sorarım. Çorbasız bir gün düşünülemez benim için. Garsonun cevabı "Bezelye Çorbası" oldu. Bayılırım! hemen sipariş verdim. Gelen çorbanın hayal kırıklığını kelimelere dökmeden fotoğrafını koyuyorum.

Hayatımda hiç bu kadar fosforlu yeşil bezelye görmemiştim (ki bence zaten içinde bezelye yoktu çünkü ne tadı ne de kokusunun alakası yoktu). Çorbanın adından başka hiçbir şeyi bezelye değildi. İçemedim, hevesle ısmarladığım çorbayı geri göndermem garsonun pek de ilgisini çekmedi. Arkadan istediğim Cafe de Paris soslu etin eti güzel olsa da sosu safi tereyağindan oluşuyordu eridiğinde o da fosforlu sarıya dönüştü.

Bugün ki maceramda Bayrampaşada ki ikea da alışverişe başlamadan Cookshop'a oturdum. Cookshop geçmişim City's de ilk açıldığı sıralarda bir kere ile sınırlı, hafızamda ve damağımda sıradan olarak kalmış. Zaten çok etkilensem bunca zamandır kesin geri giderdim.

Bu sefer çorba olarak parçalı sebze var. İlk önce çekici gelmiyor sonra yanda bir müşterinin kasesini görünce benim de canım istiyor. Bildiğimiz minesterone çorbasına servis etmeden evvel üstüne maydanoz ve ıspanak doğranmış. Çok güzel bir dokunuş. Çorbanın lezzeti, kıvamı, kokusu çok yerinde. Arkasından yediğim teriyaki tavuk da gayet lezetti, pilavı muhteşem.

Havalar daha soğumadı ama yakındır. İçim üşüse de üşümese de ben Cook shop'a geri gideceğim, Kitchenette ise bir süre daha uzak durulacaklar listesinde yerini koruyacak. Kitchenette de çorba 8tl, Cook shop da ise 6tl.

Evim ile ilgili macera ve deneyimler çok yakında...


14 Kasım 2010 Pazar

Venüs Pastanesi'nin Kara Orman Pastası




Neden bilmiyorum vişneye karşı özel bir düşkünlüğüm vardır. Vişne suyu ile reçeli meyve suları ve reçeller arasındaki tek sevdiğim tadlardır. Bu damak tadının bir uzantısı olarak vişneli kara orman pastası ortaokul yıllarından beri vaz geçilmezimdir. (ortaokuldan evvel yemek yemekle pek alakam yoktu ne kadar güzel ve özel birşey olduğunu anca fark ettim)

Uzun yıllardır Etiler'deki Venüs pastanesinin önünden sık sık geçiyor olmama rağmen hepimizin yaptığı küçük kalori hesaplarının ağır basmasıyla durup da bir pasta aldığım olmamıştı. Ta ki doğum günü pastaları konusu açılıp aklıma o eski tad gelene kadar. Bir koşu Venüs'e gittim, heyecanla arkadan küçük bir karaorman pastası buldurdum ve eve geldim. Tadı aynen orta okul zamanından hatırladığım gibi çukulata ve vişne birleşimi başarılı.

Şekilli pastalar ve havalı pastaneler çıkalıberi unutuldu vitrin pastalarının güzelliği. Kesilen kutlama pastalarında herkes taddan çok şekilciliğe önem vermeye yöneldi.

Eğer canınız bir gün pastane pastası çekerse çikolata ve vişne de seviyorsanız kesin deneyin. O festivalimsi çikolata parçalarıyla vişne birleşimi tadın keyfini çıkarırken de beni hatırlayın.

Küçük boyu 37tl.
Şubeleri ve telefonları için: http://venuspastanesi.com/



Kort Pizza hit mi miss mi???


Kort Pizzayi şubat ayı civarında açıldığında basında ve mekan sitelerinde okumuş hayli merak etmiştim. O zamandan beri gitmek, görmek ve tatmak istedim. Kısmet ılık bir sonbahar akşamınaymış.

Yer istanbul'un en ünlü meydanı olan Taksim'i kesen sıraselviler caddesine 50m yakınlıkta olmasına rağmen bir cumartesi akşamı limonata gibi bir havada bomboştu. Şaşırmadım dersem yalan olur. Sahipleri dükkanın başında işlerine hakim, yaptıkları işle ve yemekle gurur duyan iki kardeş.

Kort pizza gördüğüm fotoğraflarının yarattığı izlenimin aksine (benim hayal gücüm daha geniş umdu daha doğrusu) daracık bir koridor halinde yapılanmış bir tarafı aynalı bir tarafı da alabildiğine NY skyline fotoğrafıyla kaplanmış, yaratıcı pinpon/tenis kortu konseptli masalarla sıkıştırılmadan dekore edilmiş.

Yer hoş, şeker. Sokağa yakın masalar daha ferah. Sahipler ilgili, pizzalar iddialı mekan boş. Alkollü içeçek olarak bira veya şarap var. Şarap istiyoruz, zaten alkol menüsü yok ne derlerse ikisinden birini seçmek durumundayız. Iki pizza söylüyoruz hamur güzel ama açık söyleyeyim çıtırlığı kıvamında olmasına rağmen benim ağız tadıma göre çok kuru. Pek de wow bir lezzet bulamıyorum.

İki kişi 6 kadeh şarap (şişe opsiyonu yoktu), 2 yarım çorba, 2 pizzaya 187tl verdik (servis dahil) Değdi mi? sakin bir yemek ve güzel müzik için olabilir ama geri gider miyim, bilmiyorum, sanmıyorum.

Fotoğraf Milliyet Cadde'den.

13 Kasım 2010 Cumartesi

Watsons'dan lavanta kokulu ıslak mendil

Bazı sabunlar ellerimi kuruttuğu için malesef her yerde ellerimi yıkayamam. Bu durum yanımda her zaman ellerimi temizlemek için ıslak mendil taşımamı gerektiriyor. Tek tek taşınan mendiller de hiçbir zaman keyifli gelmemiştir bana

City's de ki Watsons mağazası ışıklandırması ve ürün çeşitliliği ile ilk dikkatimi çektiği gün ısrarla birşeyler almak isteğimi hissettim fakat hiçbir eksiğim yoktu. Islak mendil ve lavanta kokusu sevgimin bir araya getirildiğini gördüğümde işte bu! dedim.



Kullandıktan sonra elleri kurutmaması da ayrı bir güzel! Islak mendiller 3lü paketlerde satılıyor, 1.99tl.(her pakette o 10 tane mendil var) Wastons mağazaları için http://www.watsons.com.tr/stores.asp